· Gece Yarısı · Bekleniyorsunuz  · . · Kitaplarım · İMZA GÜNÜME BEKLENİYORSUNUZ... 
Giriş | Kayıt
                
   ÇIKIŞ YAP

Anasayfa

Ziyaretçi Defteri

Haber Başlıkları

Fotoğraf galerisi

Haftanın Şiiri

Oku Yaz ( Forum)

ŞİİRLER

İstatistikler

Faydalı Linkler

Görüşleriniz

Kontrol paneliniz


 
 
 Kanatlı Karınca - Yazan Ve Okuyan: Serdar Yıldırım
 
 Zavallı Çoban
 Cesur Genç İle İyilik Prensi
 Baba Koç İle Kızıl Kurt
 Sepetçi İle Zengin Adam
 Karagöz İle Hacivat Hikayeleri
 Timsah Kıkı İle Hacer

Mazlum Zengin Web Sitesi Forums

Kose Yazilari

Cafer TEMİZ
Fetvacı (Şiir)


Lamia CANAY
Türkiye Nereye?


Mazlum Zengin
Camsız Pencereler (Hikâye)


Seher DUMAN
Piknik Provası


Serhan BİLGEN
Arguvan candır, Arguvan canandır

Pazartesi992
Salı1231
Çarşamba1326
Perşembe1014
Cuma1303
Cumartesi731
Pazar1108
Toplam:3376878
En Çok:4412

Bu bölümde Dostların yeni çıkan kitapları tanıtılacaktır.* Şiir Harmanı - Mazlum Zengin * Ağıttan Umuda - Mazlum Zengin * Çal Gayri - Aliye Budak * Varsın Burkulan yüreğim olsun - Aliye Budak

ANTOLOJİ ARŞİVİM

Mazlum Zengin Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - Tilkinin Firarı
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Tilkinin Firarı

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Mazlum Zengin Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> HİKAYELER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
mazlum
Newbie
Newbie


Kayıt: Jul 24, 2006
Mesajlar: 108

MesajTarih: Pts Eyl 07, 2009 4:13 am    Mesaj konusu: Tilkinin Firarı Alıntıyla Cevap Ver

Kızıl tilki

Değerli dostlar


Başımdan geçen bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sene 1995 kışında İstanbul’dan köye gittim. Annemi, Babamı büyüklerimi ziyaret için, tabi ava da meraklıyım, köye giderken de tüfeğimi ve
cephane mi de götürdüm.

Sabah erken annemin pişirdiği ekmeğin kokusuna uyandım.İnanın elimi yüzümü yıkamayı unuttum ve karşı köşeye oturdum tezek ateşinde demlenen çayla beraber birkaç çökelek dürümü yedim.
Tekrar sıcak ekmeğin arasına tereyağını bolca sürdüm, üzerine bol çökelek koydum bir kaç tane çomak daha yapıp iki soğanla beraber belime bağladım.
Tüfeğimi ve askılı çantamı da alıp evden çıktım, hava çok güzeldi.

Köyün üstünden,1Never istikametine doğru yürüdüm, neyse uzatmayalım Never’e gidene kadar üç tane keklik vurdum, Never’de yüzümü gözümü
Yıkayıp dinlendim belimdeki ekmeği çıkarıp afiyetle yedim.İnanın çökelek ekmek bir de soğan kırdım tadı hala damağımdadır.
Epey dinlendikten sonra 2Guppa’ya doğru yürüdüm o güzelim yapının Tahrip olduğunu gördüm ve çok üzüldüm öğlen saat üç gibi aynı
Yoldan geri dönme kararı aldım, Never’den ellice,ye doğru patikadanİlerledim düze çıkılan yerde bir 3geben vardır, oraya geldiğimde havada birkaç tane yırtıcı kuşun (doğan) döndüğünü gördüm sırasıyla yere doğru pike yapıp, inip çıkıyorlardı. İki dakika kadar seyrettim, birden gebenden bir tilkinin bana doğru geldiğini gördüm patika yolda karşı karşıya geldik
Ben tüfeği yüzüme aldım amacım vurmak değildi.

önceki tarihlerden hatırlarsınız kuduz bir tilki 4Abdurrahman dayıya saldırmıştı aklıma o Geldi bana doğru çok yaklaşmıştı üç ya da dört metre kadar kalmıştı,
artık bekleyecek zaman yoktu, her an üzerime atlayabilirdi tetiği çektim.Ve tilki tam ayaklarımın önüne düştü. Hayatım da o kadar güzel bir tilki
görmedim kocaman kuyruğu güzel bir postu vardı, atmaya kıyamadım Dört ayağından bağlayıp tüfek takar gibi boynuma astım, uzatmayalım evin yolunu tuttum eve geldim babam kapıda oturuyor tilkiyi ve keklikleri gördü sevindi hemen bıçak alıp geldi, tilkinin postunu çıkaracağız dedi.
Küçük bir bıçakla dudaklarından başladı, bir tilkinin postunun tulum çıkarılışını ilk defa görüyordum ve babam eski avcılardan olduğu için bu konuda çok usta. Küçük bıçağı iki parmağı arasında kalem tutar gibi tutup deriye zarar vermeden yüzüyordu.
Güzel bir şekilde derisini tulum çıkardık, kuyruğu çıkmadı kökünden kestik.

Postu tuzlayıp kenara koyduk. Gövdesini otobanın boğazına atacaktım kaldırdım birkaç adım atmıştım, ki birde ne göreyim tilkinin gözleri açık değil mi? korkudan can havliyle yere fırlattım. Yere düşer düşmez kalkıp,
harmanların arasından geçip yukarı Goculu memo, nun bağına doğru koşmaya başladı ve gözden kayboldu.
Tabi inanmazlar diye hiç kimseye anlatmadım. 2002 de 5Sırrı ile konuşurken çanakların kolunda iki sefer,çıplak ve kuyruksuz bir tilki gördüğünü söyledi. ben olanları anlattığım-
da şok olmuştu, şunu söyleyebilirim ki inanmayanlara resmini gösteririm.

Tuzladığımız tilkinin postunu, izin dönüşü özenle çuvala koydum ve İstanbul’a getirdim. o zaman koleksiyon yapıyorum çeşit-çeşit kuşlar tilki, tavşan postları geyik, karaca boynuzları, domuz, fil dişleri, gergedan, boynuzları falan müthiş bir koleksiyonum var.
Benim köyden getirdiğim tilki postu, evin en güzel yerinde asılı, salona giren ilk önce onu görüyor. Bütün koleksiyonumun içinde en çok tilki postunu seviyorum ve ‘yangında ilk kurtarılacak eşya ’gözüyle bakıyorum.
Bu postu çok iyi kuruttuğum halde hep Salı günleri ıslak olması dikkatimi çekti her salı sabahı kalktığımda postun altının ıslak olduğunu görüyordum ama evdekiler korkmasın diye onlara tilki ile ilgili bir şey söylememiştim.
Bu ıslaklık olayını nihayet çözdüm, çünkü ben tilkiyi Salı günü vurmuştum.

Postun gece ıslanması merakımı artırıyordu. Bir Salı gecesi lambaları söndürüp bekledim. Sabaha karşı evin tabanına şıp-şıp diye su sesi gelmeye başladı lambayı açtığımda tilkinin gözlerinden yaşlar aktığını gördüm
Tabi evdekilere bir şey söylemedim bu böyle aylar seneler devam etti çok güzel bir post olduğu için atmaya da kıyamadım.
2001 senesinde sabah kalktığımda tilkinin postunu yerinde göremedim evdekilere sordum kimse ne olduğunu bilmiyor, gece eve hırsız girdiğini düşünüp eksik var mı diye baktık hiçbir eksik yoktu.
Tilkinin evde kaybolmasına bir anlam verememiştim. tekrar aradan haftalar aylar geçti bir ses çıkmadı 2002 de hatırlarsanız önce televizyonlarda sonra
gazetelerde bir haber çıktı, Eskişehir’de bir çoban gövdesiz bir tilkinin son sürat Malatya istikametine doğru gittiğini iddia etmişti tabi kimse inanmamıştı sonra tarlada çalışan kadınlar da görünce olay doğrulandı.
‘Bilim adamları bu olayı araştırmak için kolları sıvadı’ diye yazdı gazeteler.

Ben olayı bildiğim için pek tepki göstermedim ve tilki vurmanın yasak olduğunu bildiğim için Sırrı’nın dışında kimseye de anlatmadım.
Aradan iki ay geçti sonra Kayseri Pınarbaşı’nda ki bir köy düğününde tesadüf kamera tilkiyi çekmiş tekrar televizyonlara çıktı. Görüntülerdeki tilki bizim evdeki posttu, kafamdaki düşünceye göre bizim evden kaçmış gövdesiyle birleşmek için Malatya Arapkir istikametine doğru gidiyordu.
Amerika’dan bilim adamları gelmiş böyle bir şeyin nasıl olabileceğini araştırıyorlardı bu arada ben Sırrı Bakıra telefon açıp kimseye bir şey söylememesini tembih ettim.
Bu sene (2005) kışın rahmetli Sefer dedemin cenazesini köye götürdük
Yine avcılık kaşıntısı tuttu tüfeği alıp Never’e doğru gittim amacım bir şey vurmak değil tilkinin gövdesi ile postunun birleşip birleşmediğini görmek içindi tilkiyi görmedim ama bir görünmezin beni adım-adım takip ettiğini biliyorum. Ama o günden sonra hayvanlara ve kuşlara karşı ateşkes ilan edip silah bıraktım.


S a y g ı l a r ı m l a


Tilkinin gözlerinden
Kanlı yaş akıyordu
Mazlum bunu görüyor
Öylece bakıyordu.

Tilkinin yanı başında
Yaş birikmiş kaşında
Gül açarmış döşünde.
Gövdesinin üstünde

Tilki önceki hayatında
Yaman politikacıymış
Elinin çok uzunluğu
O günlerinden kalmış.

Tilki şimdi nerede?
6Çortanağın derede
Ara sıra mektup yaz
Şimdi gövden sırada.

Tilkinin sırtı kara
Gece girdi rüyama
Evde tüfek paslandı
Haber verin onlara.

Tilki akşam yemeğinde
Bizim tavuğu kapmış
Ardına bile bakmadan
Ellice’ ye yollanmış
.

Mazlum ZENGİN 11/10/2005 (Not: Avcı olduğum unutulmamalı)

1)Never: Kayadan akan suyu çok güzel önünde Dut ağaçları var harika bir yer.
2)Guppa kadın: Seneler önce Sultan Murat seferden dönerken yolu bizim oradan geçmiş Guppa kadın bir keçisiyle mağarada yaşayan yaşlı bir kadın. Sultan Murat’ın atının üzengisinden tutup ‘burada mola verin size ve askerlerinize aş vereyim’ Sultan Murat kızmış ‘Bre kadın senin neyin var ki askerlerimi doyuracak’ Guppa da keçisini göstermiş kadının ısrarlarına dayanamamış ve keçiyi kesmişler bir orduyu doyurmuş. Sultan Murat emir vermiş yaşlı kadına bir hafta içinde sekizgen bir ev yaptırmış çok güzel tarihi bir yapı.
3)Geben: iki kaya arasından geçen, bir insanın zor geçebileceği yol.
4)Abdurahman dayı seneler evvel hayvanlarını köyün dışındaki çeşmeye su içmeye götürürken kuduz bir tilkinin saldırısına uğramıştı.
5)Sırrı benim köydeki en can arkadaşım.
6)Çortanak: Yöre ismi (Dere).
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Mazlum Zengin Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> HİKAYELER Tüm zamanlar GMT +10 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2006) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.