· Gece Yarısı · Bekleniyorsunuz  · . · Kitaplarım · İMZA GÜNÜME BEKLENİYORSUNUZ... 
Giriş | Kayıt
                
   ÇIKIŞ YAP

Anasayfa

Ziyaretçi Defteri

Haber Başlıkları

Fotoğraf galerisi

Haftanın Şiiri

Oku Yaz ( Forum)

ŞİİRLER

İstatistikler

Faydalı Linkler

Görüşleriniz

Kontrol paneliniz


 
 
 Kanatlı Karınca - Yazan Ve Okuyan: Serdar Yıldırım
 
 Zavallı Çoban
 Cesur Genç İle İyilik Prensi
 Baba Koç İle Kızıl Kurt
 Sepetçi İle Zengin Adam
 Karagöz İle Hacivat Hikayeleri
 Timsah Kıkı İle Hacer

Mazlum Zengin Web Sitesi Forums

Kose Yazilari

Cafer TEMİZ
Fetvacı (Şiir)


Lamia CANAY
Türkiye Nereye?


Mazlum Zengin
Camsız Pencereler (Hikâye)


Seher DUMAN
Piknik Provası


Serhan BİLGEN
Arguvan candır, Arguvan canandır

Pazartesi1573
Salı2144
Çarşamba1928
Perşembe2196
Cuma797
Cumartesi1991
Pazar2048
Toplam:3342354
En Çok:4412

Bu bölümde Dostların yeni çıkan kitapları tanıtılacaktır.* Şiir Harmanı - Mazlum Zengin * Ağıttan Umuda - Mazlum Zengin * Çal Gayri - Aliye Budak * Varsın Burkulan yüreğim olsun - Aliye Budak

ANTOLOJİ ARŞİVİM

Mazlum Zengin Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - HESAPLAŞ(MA) 2. BÖLÜM....
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

HESAPLAŞ(MA) 2. BÖLÜM....

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Mazlum Zengin Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> HİKAYELER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
nuran
Newbie
Newbie


Kayıt: Dec 22, 2007
Mesajlar: 8

MesajTarih: Prş Arl 27, 2007 1:10 am    Mesaj konusu: HESAPLAŞ(MA) 2. BÖLÜM.... Alıntıyla Cevap Ver

Caddeye yaklaştıkça geçen arabaların çıkardığı sesi daha net duyabiliyordu. Köşeyi döndü caddeye çıktı. Biraz ileride bir büfe vardı.
“Orada mutlaka bulabilirim” diye düşündü.
Cadde çok işlek bir cadde idi ve Selim yalnız değildi. Bu saatlerde genelde malum kadınlar ve onlarla anlaşmaya çalışan erkekler bulunurdu. Selim bir an onlara nefretle baktı içinden:
“midesiz, adi insanlar” dedi.
Ve kadınlar bu kadar zor bir yolu nasıl olurda seçerlerdi. İçlerinde çocuğu olan var mıydı acaba?
Yarın çocuğu onun karşısına bir soru ile dikilse ne diyecekti. Bunu nasıl olurda düşünüp bir iş bulup çalışmazlardı”.
Selim bir yandan bunları düşünüyor bir yandan büfeye doğru ilerliyordu.
Erkeklere baktı sonra aynı nefreti on a yüz e katlayarak baktı tek tek.
Hallerinden çoğunun sarhoş olduğu belli oluyordu
Bastıramadığı öfkesi nefreti bir kez daha hissetti. Ve o kokuyu duydu yine.
Çocukluğundan beri unutamadığı o iğrenç koku.
Başının ağrıdığını hissetti.
O sene çok kar yağmıştı ve hava çok soğuktu. Selim’in günlerce dışarı çıkmadığı oluyordu. Annesi Selim hastalanmasın diye çok dikkat ederdi hep. Akşamları ablası okuldan geldiğinde o sıcak ev de yanan sobanın etrafın da oyun oynuyor ablası da ders çalışıyordu.
Selim daha 4-5 yaşlarında ablası o yıl okula başlamıştı. Elif ablası bazen ona harfleri gösteriyor bazen de “sen oyna ben ders çalışacağım” diyordu.
Annesini hep gözü yaşlı bir kadın olarak hatırlıyordu. Ve sürekli bir yerleri yediği dayak yüzünden morarıyordu.
Babası sürekli içki içerdi. Selim daha o yaşlardan beri bu kokudan nefret etmişti. Babası annesini dövdüğü zamanlar korkudan saklanır ve saklandığı yerde çaresizce ağlar, çoğu zaman orada uyuyakalır ta ki annesi onu oradan alıp yatağına koyuncaya kadar. Bazen ablası ona sıkıca sarılır: “korkma sakın ben varım” derdi.
Selim bu sözden dolayı kendini güven içinde hisseder o çocuk aklı ile düşünmezdi hiç “Elif ablam çok küçük beni nasıl korusun” diyemezdi.
Annesi güzel bir kadındı, bütün anneler güzeldir. Selim’in aklında da çok güzel bir kadın kalmıştı sadece.
Selim “babaannemizi bize anlatsana baba” diye soran çocuklarına söyleyecek çok fazla şey bulamaz sadece:
“o çok güzel bir kadındı. Ve çenesinde çok güzel bir beni vardı.” Derdi. Zaten çok fazla bir şey hatırlayamazdı.
Babasını sordukları zaman sadece: “öldü” derdi. O kadar.
Babası annesini her dövdüğü an için selim onu için de bir kez daha öldürüyordu. İçindeki nefretin boyutunu o zaman kendisi bile anlayamıyordu. Büyümeye başladıkça nefretinin de büyümesine engel olamıyordu.
Bazen hatırlamaya çalışırdı bütün hafızasını yoklayarak, zorlayarak: “acaba babam beni hiç kucağına almış ya da başımı bir kez bile olsa okşayıp beni öpmüş müydü?” ama yok o ana dair hiçbir şey bulamıyordu. O anlarda hemen annesi ve Elif ablasının sevgisini hisseder sarılıp öpüştükleri anı yeniden yaşamaya çalışırdı.

Büfeye gelmişti, tam eğilip sigara isteyecekti ki içeride kimsenin olmadığını gördü.
“neredeyse gelir şimdi” diye düşündü.
Biraz bekleyecekti.
Etrafına bakmaya başladı. Cadde boyunca insanlar hep tek tipti sanki. Arada bir küfürler, bağrışmalar ve kavgalar da oluyordu.
Selim bir yandan bakarken bir yandan “ne çok yıkıma sebep olduklarının farkındalar mı acaba?” Diye düşünmeden edemiyordu.
Etrafına bakarken köşede oturmuş bir kadın dikkatini çekti.
Kaldırıma oturmuştu. Başı önde çok az hareket ediyor çoğu zaman başını elleri arasına alıyor öyle kalıyordu.
Diğer kadınlar gibi arabaları durdurmaya çalışmıyor, etrafa bağırıp çağırmıyor öylece oturuyordu.
O kadar hareket arasında onu hareketsizliği hemen göze çarpıyordu.
Saçları yüzünü kapamıştı bu yüzden Selim yüzünü çok net göremiyordu.
Kadın bir süre sessiz oturdu. Selim onu izlemeye devam etti. O arada büfenin sahibi gelmişti. Selim sigarasını aldı, paketi açtı bir tane yaktı, parayı verdi. Geri döndü. Kadının olduğu yere tekrar baktı.
Yoktu. Gereksiz bir panik hissetti o an.
“Gitmiş miydi acaba?” etrafına baktı tekrar işte oradaydı.
40-45 yaşlarında yaptığı işe göre oldukça fazla kapalı giyinmişti. saçları siyah ve uzundu. “Peruktu belki” dedi içinden bu yaşta bu kadar gür saçı olmasına imkan yoktu. Kadın biraz yürüdü caddedeki büyük işyerinin merdivenlerine oturdu. Saçlarını toplamaya başladı.
Kadının yüzü ışığın altında iyice belli oluyordu.
Kadın saçlarını toplayınca çok daha genç göründü. Yüzünde hemen hemen hiç makyaj yoktu. Gözünün üzerinde hafif mavi renkte bir far vardı. Gözlerinin maviliği iyice belli oluyordu. Selim kadını artık incelememeye karar vermişti ki fark ettiği karşısında dondu kaldı.
Elin de olmadan titremeye başladı. Bir yandan “hayır” diyor bir yandan soğuk terler döküyordu.
Kadının çenesinde bir ben vardı……….

2. bölümün sonu….
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Mazlum Zengin Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> HİKAYELER Tüm zamanlar GMT +10 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2006) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.