Canlı yayın duyurusu.
Tarih: Thursday, May 08 2008 @ 12:39:47 EEST
Konu: Kişisel Duyurularım




 

Öz geçmişim


Sene elli dört de  geldim dünyaya,
Yaşım otuz yedi bahar yaz gördüm.
Genç yaşında düştüm kara sevdaya,
Ne bir vefa gördüm, nede naz gördüm.

  1954 de Malatya’nın Arguvan ilçesi Bozan köyünde dünyaya geldim.Babamın memur olması dolayısıyla 1960 yılında Sivas’a geldik.Kendimi bildim bileli türkü söylerim. 1970 yılının başlarında,bağlama sanatçısı, Şarkışlalı rahmetli Mehmet Tek’in önermesiyle Sivas Halk Evleri’ndeki Türk Halk Müziği Korosuna katıldım.Büyük aşk ve sevgiyle başladığımız “Halk Evleri” sevdamız 12 mart yönetiminin aldığı  kapatma kararları ile son buldu.Ama, ben okul korolarında çalışmalarımı sürdürüyordum.Kısa zaman sonra halk eğitimi merkezindeki açılan halk müziği korosuna katıldım.Kısa zamanda Sivas’ta bulunan müzik çevremiz genişledi,eski ustalarla yeniden bir araya geldik.Bu arada bir kez görme ve konuşma şansını yakaladığım usta ozan Aşık Veysel’i 21 mart 1973 yılında kaybettik.1974 yılında vefatının birinci yıl dönümünde,büyük bir katılımla Şarkışla ve Sivrialan Köyü’nde yapılan anma törenlerine benimde aralarında bulunduğum koro ile katıldık,usta ozanımızı yad ettik.Artık,havaların uygun olduğu her 21 martlarda anma toplantısına katılacaktık.Gençliğin verdiği bir enerji ve heyecanla,serbest  vezinde şiir yazmaya başlamıştım.Arada bir de “hece vezni” ile  deniyordum. Kısa zamanda bir sürü şiirim olmuştu.Ama ben hiç birini beğenmiyor, bir süre sonra yırtıp atıyordum.Her nasılsa o yıllardan kalan bir şiirimi sizine paylaşıyorum:

Eline bir tabak almış,
Bebeği sırtına sarmış,
Derin hülyalara dalmış,
Yağmur altında, gardaşım.

Sıra bekler ekmek diye,
Bebek ağlar meme diye,
Bizi ezenler gülmeye,
Yağmur altında,  yoldaşım.

Aşık Celal utansana..!
Kalacak mı dünya sana ?
Eziyorlar kurtarsana !
Yağmur altında,gardaşım.
Sanırım 1975 yılı…


     Halk eğitim merkezinde sunduğumuz  bir kına gecesi sonunda,  halk eğitimi merkezi tiyatro öğretmeninin önermesiyle, tiyatro çalışmalarına da başladım.bir yandan tiyatro bir yandan müzik,artık şiire zaman ayıramıyordum.Bu yıllar da
Müzikle birlikte 1979 yılına dek yaklaşık 8  oyunda  rol aldım.
Bu aralar bir ilaç firmasının Sivas Mümessilliğini yapıyordum.
1979 yılı  mart ayında askere gittim.Askerliğimin son  ayı  idi “On İki Eylül”le tanıştık. Askerlik dönüşü yine halk eğitimi merkezindeki çalışmalara  kaldığım yerden başladım.Ulu Önder Atatürk’ümüzün “100.doğum yılı “dolayısıyla yapılan törenler daha yoğun katılımlı ve daha candan yapılıyordu. Bizde; usta ozanımız Aşık Veysel’i, Şarkışla da bu anlamda geniş bir katılımla, o zamanlar siyah beyaz ve tek kanal T.R.T. nin sunumuyla, adına yakışır şekilde,Belkıs Akkale,Ali Kızltuğ gibi tanınmış sanatçı ve ozanlarla birlikte kutladık.Aynı yılın Ekim aylarında Sivas Belediyesi’ne girip ,Zabıta Müdürlüğü ve Halklar İlişkiler Müdürlüğü birimlerinde çalıştım.Burada da her yıl düzenlenen “4 Eylül Şenlikleri” törenlerinin,bazen düzenlenmesinde,bazen de yerel sanatçı olarak programlarında yer alıyordum.Bu aralar araştırmacı yazar dostlarım Ali Şahin,Doğan Kaya ve Kutlu Özen’le tanıştım.Birlikte her yıl” Dört Eylül şenlikleri” ve “Aşık Veysel’i anma etkinlikleri “kapsamında “Aşıklar Gecesi” yaptık.yeniden şiir yazmaya başladım.anma etkinlikleri çerçevesinde,ülkemizin çeşitli
 yörelerinden ozanları ağırlıyor,tanışma fırsatı buluyordum.
Rahmetli Sefil Selimi’ ye ilk şiirimi verdim, okudu,bana dönerek” yazmaya devam et” dedi. Sevgili Kutlu Özen,Ali Şahin ve Rahmetli ozanım Sefil Selimi’yle  birlikte artık çalışma yapıyorduk. Etkinliklerin birinde Adanalı ozan Osman Feymani’ye:  sen Kozanlıysan (beni işaret ederek)  “Bu ozanda Bozanlı” diyerek, benden övgüyle bahsetmişti.Sevgili Feymani Usta da  “Ağam ben Gadirliliyim” diyerek yanıt vermişti.Rahmetli Ustama; Sivas’ta sebze halindeki dükkanında bir şiirimi gösteririken, bana dedi ki, (Şarkışla şivesiyle) “ gardaş senin soyadın Aydoğdu  deelmi ?...Niye mahlas gullanmıyon ? Senin şiirlerinde bundan sonra mahlasın “Aydoğdu olsun”.Bende elini öperek, kabul ettim.1988 yılından bu yana da bu mahlas ile şiir yazıyorum.Kurum değiştirmem nedeniyle 1993 yılı Mayıs Ayında  İstanbul ili Büyükçekmece ilçesi,Büyükçekmece Yetiştirme Yurdu Müdürlüğü’ne önce teknisyen olarak,atamam yapıldı.Daha sonrada ön lisansımı tamamlayıp “ usta eğitici” olarak  2002 yılında emekli oldum. Halen Büyükçekmece Belediyesi Türk Halk Müziği korosunda ses elemanı olarak çalışmalara katılıyorum. Bu arada  1o yıllık “asistan izci lideri eğitimcisi” yim. Kurucu Üyesi bulunduğum,Büyük İstanbul Gençlik ve Spor Kulübü’ nde genel sekreter olarak görev yapıyorum. İzci Dernekleri Federasyonu yönetim kurulu üyesiyim.geçen yıl 44.ulusal ve 18.uluslarası “Hacı Bektaş Veli’yi  Anma Etkinlikleri” kapsamında,yapılan şiir yarışmalarına “hece vezni” dalında katıldığım “elde arama “ şiiri ile “ikincilik”ödülüne layık görüldüm.Hiç bir yerde yayınlanmamış 800’e yakın şiirim var.  Evliyim, Soydan ve Atalay adında iki çocuğum var.

Saygılarımla.

ELDE ARAMA.


Beri gel cananım, şöyle beri gel.
Sende yoksa dostum,elde arama.
Cihana aynasın, bu gün ve evvel.
Sende yoksa dostum, elde arama!

Büyük küçük bilmez, gönül kırarsın.
Mevla’yı unutup kusur ararsın,
Bilmeden,etmeden çamur atarsın,
Sende yoksa dostum, elde arama!

Sevdin mi bir kere, sevgi istersin ?
Övdün mü bir kere, övgü istersin ?
Saydın mı bir kere, saygı istersin ?
Sende yoksa dostum, elde arama !

Sevgi, muhabbetmiş, gönül ilacı.
Doyurmadan gezme, Mekke’yi, Hac’cı.
Enel hak bağında dinle Hallac’ı !...
Sende yoksa dostum, elde arama !

Darı eker isen, darı biçersin.
Nefret eker isen, nefret biçersin.
Sevgi eker isen, sevgi biçersin.
Sende yoksa dostum, elde arama !

Şeytan da sende dost, melek de sende.
İkrar da sende dost, iman da sende.
İlim de sende dost, irfan da sende.
Sende yoksa dostum, elde arama !

“Her ne arar isen, kendinde ara”
Sıtkı candan sarıl, eriş didara.
Yarın çekilince, divanda dara,
Sende yoksa dostum, elde arama !

Pirimiz biliriz Hacı Bektaş’ı.
Muhammed Ali’dir sevginin başı.
Rızasız yeme dost, bir lokma aşı.
Sende yoksa dostum, elde arama !

Aydoğdu sözünü şöyle bitirdi:
Yobazlık, cahillik bizi bitirdi.
Edep, yol, bilmeyen posta oturdu.
Sende yoksa dostum, elde arama !

Celal Aydoğdu


21 Haziran 2007 Büyükçekmece



Gönderen Mazlum Zengin Web Sitesi
http:/www.mazlumzengin.com

Bu Hikayenin URL'i:
http:/www.mazlumzengin.com/modules.php?name=News&op=NEArticle&sid=259