RADYO ZENGİN'de 14 09 2008 Pazar 21:00 de "Bir Ses, Bir Nefes" de 'SELDA BAĞCAN'ın Biyoğrafisi ve türkülerini işleyecegiz, Türküleri, Bize, evlerimize, yüreklerimize konuk olacak,TümTürkü sevenleri bekliyorum
Sevgili Dostlar
Radyo Zengin’de ‘Her gün Bir Ozan’ programımızda bir ay boyunca 30 kadar hakka yürüyen ozanlarımızı andık, her akşam saat 21:00 - 22:00 arası bu güzel sesleri, nefesleri sizlerin evlerinize, yüreklerinize konuk ettik. Kâh güldük, kâh ağladık, kâh oynadık, katılımlarınızla Radyo Zengin’i onurlandırdınız, bizleri mutlu ettiniz. Artık hayatta olan ozan, sanatçı ses ve nefeslerimizi “Bir Ses, Bir Nefes” adı altında yine, birer gün ara ile dönüşümlü olarak “Bir Türkü, Bir Hikâye” adı altında hikâyeli türkülere yer vereceğiz Hikâyeli türkülerde ana kumanda da yayıncımız Aliye Budak, 'Bir Ses, Bir Nefes' programımızda ben Mazlum Zengin olacağım Türkülerde, Şiirlerde buluşmak üzere katılımlarınızı bekliyoruz, Türkü güzelliğinde Şiir sıcaklığında günler diliyorum.
.
Dünden bugüne SELDA BAĞCAN
Selda Bağcan Muğla’da doğdu.Annesi öğretmen babası veteriner hekim olan sanatçı daha bir yaşına gelmeden anne ve babasının Van’a tayini ile gözünü Van’da açtı.Öğrencilik yılları Ankara’da geçen sanatçı ilk gitarını eline aldığında 10 yaşında bile değildi.1971 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesinde Fizik Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisiyken amatörce başlattığı müzik çalışmalarında ilk iki 45'lik plak satışının bir milyon tavanını zorlamasıyla ister istemez profesyonel oldu. O tarihten itibaren yurt içi ve yurt dışında sayısız konserler veren sanatçı, 1972 yılında Türkiye'yi Dış İşleri Bakanlığının görevlendirmesiyle Bulgaristan'daki ALTIN ORFE (Golden Orfeus) festivalinde temsil etti. 1973 yılında ilk batı Avrupa turnesini gerçekleştiren sanatçı, bu yıllarda 17 adet 45 devirli plak yaptı. 70 li yıllarda Anadolu’nun çeşitli illerini kapsayan turneler yaptı.
Yürüyorum Dikenlerin Üstünde
Karanlık Bir Gece Yol Görünmüyor,
Yürüyorum Dikenlerin Üstünde.
Kara Çalı Bana Aman Vermiyor,
Yürüyorum Dikenlerin Üstünde.
Güneş Erken Doğup Şafak Sökmüyor,
Gökteki Dumanı Silip Atmıyor,
Ay Karardı Yıldız Işık Tutmuyor,
Yürüyorum Dikenlerin Üstünde.
Sonlanmadı Menzil İle Durağım,
Belki Çok Yakınım Belki Irağım,
Yaralandı Parça Parça Ayağım,
Yürüyorum Dikenlerin Üstünde.
Yavaşa Yavaş İlerlerken Kaplani,
Benim İle Yola Çıkanlar Hani?
Geri Dönsem Taşa Tutar Dost Beni,
Yürüyorum Dikenlerin Üstünde.
1979 ve 1980 yıllarında Türkiye’nin en köklü sosyal demokrat partisi olan ***huriyet Halk Partisi (CHP)nin yurt dışı Demokratik kitle örgütü olan HDF (Halkçı - Devrimci Federasyonu) ile dayanışma içindeki SPD (Alman Sosyal Demokrat Parti) nin katkılarıyla Batı Avrupada çeşitli festivallere katıldı. 1980 ve 1987 yılları arasında pasaport verilmeyen sanatçı 1981 ve 1984 yılları arasında şarkılarından dolayı üç kez hapse girdi (Metris Askeri Ceza ve Tutukevi), 1986 yılında Peter Gabriel'in desteklediği The Womad Foundation (Word Of Music And Dance) Festivalinden davet aldığında pasaportu olmadığı için gidemedi. Fakat festival komitesi sanatçının bir şarkısına festival plağında yer verdi. Tüm dünya radyolarında çalınan festival plağındaki türküsünün beğenilmesiyle bir çok ülkeden konser davetleri aldı.
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Sene 1341 mevsime uydum
Sebep oldu şeytan bir cana kıydım
Katil defterine adımı koydum
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Sen üzülme anam dertlerim çoktur
Çektiğim çilenin hesabı yoktur
Yiğitlik yolunda üstüme yoktur
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Çok zamanlar çektim kahrı zindanı
Bize de mesken oldu Sinop’un hanı
Firar etmeyilen buldum amanı
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Snop kalesinden uçtum denize
Tam üç gün üç gece göründü Rize
Karşıki dağlardan gel oldu bize
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Bir yanımı sardı müfreze kolu
Bir yanımı sardı Varilcioğlu
Beşyüz atlıyılan kestiler yolu
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
1987 yılında Womad Vakfı'nın ısrarlarıyla pasaportuna kavuşan sanatçı o yıl; 13 Haziran Rotterdam Sanat Festivali (Poetry), 19 Haziran Womad ve Glastonbury Festivali, 20 Haziran Jubile Gardens (London), 25 Haziran Eurls Court (London), 26 Haziran Capital Radio Festivali konserlerini yaptı. 1988 de dört ay süren Batı Avrupa turnesinden sonra, 1989 ve 1990’lı yıllarda Belediyelerin kültür ve sanat hizmetlerinin davetlisi olarak kent festivallerinin yüzbin kişilik seyirci kitlesine hitap etti. Bu konserlerin en büyük özelliği biletlerinin ücretsiz ve halka açık olmasıydı.
Şahin Serçe Peşinde
Ceylan cezmiş meliyor
Aslan aman vermiyor
Aslanın pençesinde
Çırpınıp can veriyor
Dağlar iner başıma
Kan karışır yaşıma
Hep küçükler yem olur
Bak dünyanın işine
Şahin serçe peşinde
Tırnağı kan içinde
Felek çarkın kırılsın
Hak bunun neresinde
Akıl fikir ermiyor
Gören gözler ağlıyor
Güçlünün pençesinde
Zayıflar can veriyor
Yine 1990 yılında Hollanda'dan Rasa Organition (Interkultureel Centrum)'un davetlisi olarak Utrech, Nijmegen, Tilburg şehirlerinde ve Yugoslavya'daki Prizren ve Priştine şehirlerinde konserler verdi. Aynı yıl dört kez İsrail'e giden şarkıcı Acco Festivalinde "Khan-el Umdan" adlı Osmanlı kalesinde ve Ehal Hatarbut konser salonunda iki ayrı konser ve iki ayrı televizyon programı yaptı. Ve Danimarka'nın Argus şehrindeki esintiler isimli festivale katıldı.
Kızıldere
Oy dere Kızıldere
Böyle akışın nere
Bizde halmı bıraktın
Sana can vere vere
Dere bizim deremiz
Suyu alın terimiz
Söyle nedendir dere
Vurulur geçlerimiz
Dere böyle durulmaz
Gence kurşun vurulmaz
Sanma zalim olandan
Birgün hesap sorulmaz
2000 yılında KÖLN ARENA’da AABF’nın (Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu) gerçekleştirdiği konserde yer aldı. Bu konser aynı anda aynı sahnede 2167 sanatçı olması nedeni ile GUİNESS rekorlar kitabına girdi.
Unutursun Mihribanım
Unutmak kolay mı deme
Unutursun Mihribanım
Oğlun kızın olsun hele
Unutursun Mihribanım
Hayat böyle bu gemide
Eskiler yiter yenide
Beni değil kendini de
Unutursun Mihribanım
Yıllar sineme yaslanır
Hatıraların paslanır
Bu deli gönül uslanır
Unutursun Mihribanım
Zaman erir kelep kelep
Meyve dalda durmuyor hep
Unutturur bir çok sebep
Unutursun Mihribanım
Gün geçer azalır sevgi
Değişir herşeyin rengi
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihribanım
Süt emerdin gündüz gece
Unuttun ya büyüyünce
Bu işte tıpkı öylece
Unutursun Mihribanım
2002 yılında Kudüs festivaline katılan sanatçının 2006 yılında 1976 yılkında seslendirdiği ANADOLU FOLK ROCK tarzındaki türküleri ihtiva eden LP si (Türkiye’de Türkülerimiz II olarak yayınlanıyor) Londra merkezli bir yapım firması tarafından Lp ve CD olarak tüm dünyaya pazarlanıyor. Zaman zaman film müzikleri de yapan sanatçı, bugüne kadar 30 yıl içinde 17 adet 45'lik, 10 adet LP, 30 adet kaset ve cd çalışması olan sanatçı; Almanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, Belçika, Danimarka, İsveç, Norveç, İsviçre, Avusturya, Avustralya(iki), Yugoslavya ve İsrail'de konserler verdi.
Memleketim
Sen!
Sen, esirliğim ve hürriyetimsin,
Çıplak bir yaz gecesi gibi
Yanan etimsin,
Sen, memleketimsin.
Sen, ela gözlerinde yeşil hareler,
Sen, büyük, güzel ve muzaffer
Ve
Ulaşıldıkça ulaşılmaz olan Hasretimsin...
Tarz olarak protest müziği benimseyen Selda Bağcan, kendi bestelediği şarkıları söylemeyi tercih ederken, bin yıllık anonim halk türkülerini çağdaş bir üslupla yorumlamasıyla da tanınıyor. Kendisini Türk insanının acılı sesi olarak nitelendiren sanatçı, halen İstanbul'da ikamet etmekte ve sahibi olduğu MAJÖR MÜZİK YAPIM şirketinin yöneticiliğini yapmaktadır.
Uğurlar Olsun (Mumcu`ya Ağıt)
Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında
Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun
Çevirdim Anahtarı Apansız Bir Ölüme
Şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime
Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime
İsimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime
Bembeyaz Doğruları Yaşadım Ölümüne
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun