Kim bilir kimin değildi
Bu dağ bayırlar
Ekilen ekininden yoksun
Parsellenip parsellenip
Sokak sokak adlandırılmadan önce?
Ve çarşı haline getirildi
Yan yana evler, dükkânlar dizilerek
Yapılarak, yıkılarak, yakılarak!
Kaç hırsız girdi sokak kapısını kırarak
Misafirler uğurlandı kucaklaşılarak
Tekrar gel diye arkasından su atılarak!
Ve kaç parti asıldı
Demokrasinin kılıcı gibi bayrak bayrak
Bankaları görkemli dayayarak
Baz istasyonları da kurarak
İşsizleştirip köleleştirdiği
Haremlik selamlık ayırdığı
Sadece oy günü aklına düştüğü
Ve cenaze arabası kaç yol uğradı
Sokağa açılan kapıya
Son defa dökülerek
Gazel gibi yaprak yaprak!
Suyun akışı gibi
Çocuklar durmadan oynasa da koparak
Tanklar yürüdüğünde sokaklarda
Sömürüye, işgale hayır
............Amerika’ya defol yazar
Tutuklu çocukların, flamalarında!
Ve suyuna bent vurulan ırmak gibi
Tek kaba doldurulmaya çalışılır su
Tarihler not düşer
Coğrafyamızı bozan o günleri
Boşuna taşlamaz tankları
Savaş çocukları
Ve adları değiştirilir sokakların
Ağzımızın içindedir oysa ilk adı
Sokağa açılan kilidin.
Kapı azıcık aralansa
Karşımıza çıkarırlar yeni bir yasa
Oysa daha eskidir
Edep, bağ damlarında bile
Her kapı kapanır
Amerika’nın yüzüne ama
O emperyalist kapı ardında
İnsanlar nefsine uyup
Bir bir değişerek uşaklaşmasa!
Fakat her vakit
Daha büyüyerek dar edilir
O sokaklarda yaşam katillere
Ezilen halkların kükremeleriyle!
Kırmızı halı üstünde yürüseler bile
Sokakların su gibi akışını
Düzenler yine o coğrafya
Kendine göre.
Hüseyin Zengin / 12-05-10
Hüseyin Zengin
Kehya
