Pek yabancı Gövde olup kök saldığım Dalım bana pek yabancı Yana yana kül olduğum Halım bana pek yabancı Ömür verdim onca sene Ardın sıra döne döne Kaldırdıkça düştü yana Kolum bana pek yabancı Gözüm ıslak aklım yorgun Gün bitmiyor zaman durgun İki sözden biri kırgın Dilim bana pek yabancı Bulunmaz mı sevindiren Bu ateşi bir söndüren Dağı taşı dolandıran Yolum bana pek yabancı İki lokma birden yutan Aslan diye burada yatan İkide bir taş tutan Elim bana pek yabancı Kosani bir düşte dalgın Aşka yetmez senin bilgin Ele gonca bana solgun Gülüm bana pek yabancı Aşık Kosani
|