Dalım kırgın neyleyim Gönül bahçesinde, güllerim solmuş Dolu vurmuş dalım kırgın neyleyim Bülbüllerim gitmiş, kargalar dolmuş Dost sesinde halım yorgun neyleyim Peyke - palazlarda uykum yitirdim Üryan gönlüm, ilen sevgi yetirdim Dostun pazarından, şelek getirdim Mezattaki malım vurgun neyleyim Türlü çiçeklerden, kovan bıraktım Şeker - şerbet olup, üstünde aktım Haranı-dan kevgir, tütsüyle yaktım Peteklerde balım dargın neyleyim Dağarcıktan kuru, ekmek ıslattım Yazıdan yabandan, sevgi fırlattım Bağım viran olmuş toprakla yattım Bahçemdeki çalım sargın neyleyim Bir ses olup aktım, aktım yoruldum İlkbaharda seldim, sonra duruldum Aksatam bahane, kapında durdum Pazar-mezat alım kargın neyleyim Abul - beşte güneş, yandırdın beni Dost bağından çıkıp kandırdın beni Yeşil, morlu dolak, bandırdın beni Boynundaki şalım solgun neyleyim Aht-ı vefa yitmiş, dost bulamadım Yarım asrı geçtim, can sulamadım Azrail’den davet, sözde durmadım Ecel gelmiş falım olgun neyleyim Hanım harap canım, tende sallanır Sekiz ayak, dört can, başta yollanır Çulum küskün kilim yırtık kollanır Oturduğum halım orgun neyleyim Dağdan taştan koşan deli sel idim Çınarlar sallayan, çarpan yel idim Korkusuzdum bete korku del idim Azgın selde salım yorgun neyleyim Ses kesildi yürek, suskun söylemez Türkülerim yasta, selam eylemez Göz güneşten kara, yerler göremez Mazlum sustu lalım durgun neyleyim 05 03 2010 Saat 16: 00 Mazlum Zengin
|