Çobanım Anadolu’da
Gezerim dağ taş
Kurtla kuşla arkadaş
Elimde dertli kavalım
Nefesimden türkü fışkırır.
Özgürlük türküleri
Güzel ülkemin,
Ve ezilen halkların
Direniş türküleri.
Ben’mi?
Meydan,
Meydanlardayım
Yumruklar sıkılı
Dişler hınçla kilitli
Yankılanıyor seslerimiz
Yoldaşlarla beraberiz
Ve faşizmin cellatlarını,
Tükürür nefeslerimiz.
Ben’mi?
Grev çadırındayım
Ve halay başındayım
Elimde kırmızı mendilim
Şanlı direnişlerdeyim
Ki ekmek peşindeyim
Analarla bacılarla
Ve türlü acılarla
Yoğrulmuş hamurumuz.
Ben’mi?
En önde kavgada
Barış için
Yumruklar havada
Bazen,
Kurşun yağdırırım zalime
Bazen
Gül dökülür namlumdan
Anaların, bacıların ayaklarına.
Ben’mi?
Yüksek dikenli teller
Kalın duvarlar
Ve parmaklıklar arkasında
Tutsak bir canım
Ve bir insanım
Kavgada,
Üstüne-üstüne giden zalimin
Gözünü budaktan sakınmayanım.
Ben’mi?
Cezaevi avlusundaki
Söğütte salkımım
Köküm sağlam, toprakta
Dallarım yükseldikçe,
Çiğ damlaları içerim şafakta.
Önünde eğilirim halkımın
Kışın serçelere korunak
Yazın mahkum, lara gölgeyim.
Ben’mi?
Ölüm oruçlarında
Özgürlük saflarında
Yüreğim tutsak
Ve ben dışarıdayım kuşlarla.
Kara dumanlar yükselir
Cezaevleri tavanlarından
Kaçın martılar, güvercinler
Kara dumanlar arasındayım.
Ben’mi?
İsyanlarda en başta
Bedenlerimiz ateşte
Kara bulutlar hep üzerimizde
Yazda kışta zemheride
Aç kurtlar izlerimizde
Direnin canlar direnin
Elbet birgün güneş doğacak, ve
Mavi gökteki kara bulutlar dağılacak.
26.11.1980 (Davutpaşa)